Yaz tatilinde kadınların korkulu rüyası: Sistit
Hava sıcaklıklarının çoğalmasıyla beraber daha sık görülen sistit, korkutmayan bir hastalık olsa da yaz mevsiminde tadınızın kaçmasına neden olabilir. Yaz sıcağından ne kadar bunaltıcı olursa olsun, paklik şartlarından emin olunmayan havuzlara girilmemesi ihtarında bulunan Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nilüfer Saruhan, “Genital bölgenin ıslak kalmaması için havuz ve deniz sonrası şezlong neşeyi veya güneşlenirken ıslak kıyafetlerinizi kesinlikle kuruları ile değiştirmeyi bakımsızlık etmeyin. Yaz mevsiminde havaların ısınması ile beraber çoğalan akışkan kaybını yerine koymak oldukça ehemmiyetli. Gün içinde bol akışkan harcamak sistitten gözetici başlıca ihtiyatı. İçilen çay, kahve gibi meşrubatlardan ayrı olarak en az 8-10 kadeh su harcanmalı” tekliflerinde bulundu.
Yoğun bir kış sezonunun ardından tatil tasarılarının yapıldığı yaz mevsimi geldi. Dr. Nilüfer Saruhan, yaz mevsiminde bayanların neşesinin kaçmasına neden olabilecek sistit hastalığına dikkat sürükleyerek, “İdrar torbasının iltihaplanması anlamına gelen sistit yaz mevsiminde doğru şartlarda yapılmayan deniz-havuz tatilleri, çoğalan sıcak havalarla beraber hijyene gerektiğinden daha fazla dikkat edilmemesi sebebiyle sıklıkla görülebiliyor” dedi.
Sistit bayanlarda daha sık görülüyor
Böbreklerdeki kanın arınılması sonrası atıkları kapsayan idrarın bir ambar misyonu gören idrar torbasında bir araya gelmesi ve bu idrar torbasının cerahatinin “sistit” olarak adlandırıldığını söyleyen Dr. Saruhan, “Kadınlarda üretra denilen, idrarı dışarıya taşıyan boru sisteminin daha kısa olması nedeni ile sistit, erkeklere oranla daha sık görülüyor. Sistit, sıklıkla enfeksiyona bağlı büyüyor; cinsel ilişki, bakteriyel, viral, mantar enfeksiyonları, cinsel yolla bulaşan hastalıklar sistite yol açabiliyor” söylemesinde bulundu.
Kadınların yüzde 50’si hayatlarında en az 1 kere sistit geçiriyor
Başlıca sistit bulgularının sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, zorlanma, ani sıkışma, idrar torbası üstünde ve/veya vajinada sızı biçiminde olabildiğini vurgulayan Dr. Saruhan, “Kadınların takribî yüzde 50’si hayat boyu bir defa sistit geçiriyor. Bu genellikle ilk cinsel birliktelik ile kendini gösteriyor. Cinsel bölgenin hijyenine dikkat etmemek kadar fazla hijyen de idrar torbası irinini basitleştiriyor. Cerahat daha çok, etmenlerin bakteri, mantar, virüs üretradan yukarıya çıkması ve mesaneye erişmesiyle oluşuyor. Enfeksiyon idrar torbasına yerleştiğinde de şikayetler başlıyor” diye konuştu.
Sistitten korunmak için genital bölge kuru yakalanmalı
Gün içinde bol akışkan harcamanın sistitten gözetici başlıca tedbir olduğunun altını çizen Dr. Saruhan, “Bol su içildiğinde idrar yapımı çoğalacağından cerahat faktörlerinin mesaneye tutunması güçleşir, başka bir deyişle bir cins mekanik paklik olur. Her zaman itina gösterilmesi gereken genital hijyenin ehemmiyeti yaz yarıyılında daha da çoğalıyor. Bu noktada öğrenilen hijyen usullerinin aksine; vajina içine rastgele bir devireme, paklik uygulamaktan, özel solüsyon, akışkan, sabun, tablet vs. kullanmaktan kesinlikle sakınmak gerekiyor. Bunların yerine genital bölgenin ılık su ile önden arkaya doğru dıştan pakliği, kuru yakalanması ve pamuklu çamaşır kullanılması hijyen için yeterli” tekliflerinde bulundu.
Tedbir alınmazsa böbrek zararına neden olabilir
Sistite karşı alınan tüm temkinlere karşın rastgele bir şikayet sezildiğinde, bir uzmana müracaat etip tetkik ve zorunlu muayenelerden sonra uygun ilaçla rehabilitasyonun başlatılması gerektiğine değinen Dr. Saruhan, “Şikayetler geçse dahi ilaçlar önerilen zamandan daha az kullanılmamalı. Aksi takdirde bu vaziyet, irinin bütün iyileşmemesine, tekerrür etmesine ve uygun rehabilitasyon alınmazsa uzun vadede böbrek zararına yol açabilir. Hamilelik yarıyılında görülen sistit, hamilelikte muhtemelen değişen hormonal altyapı sebebiyle bulgusuz bir hastalık olabilir. Bu nedenle hamilelerde rutin olarak idrar analizi ve kültürü ile enfeksiyon taraması yapılmalı” dedi.