Hyalüronik asit hakkında her şey
Cildiye Uzmanı Dr. Dilek Başaran, hyalüronik asit hakkında bilgi vererek, faydalarına söyledi. Hyalüronik asitin cildin ve dokuların iyi yağlanmasına, nemli kalmasına destekçi olan bir madde olduğunu belirten Dr. Başaran, “Aynı zamanda bir ıslatıcıdır. Etraftan nem alan ve ciltte ıslamayı artıran bir cilt bakım bileşenleri kategorisidir. Özellikle ciltte, eklemlerde ve gözde yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Başlıca vazifeyi kayganlık sağlamak ve doku hidrasyonunu başka bir deyişle nemliliğini sağlamaktır. Bunu da kendi ağırlığının bin katına kadar su yakalayabilmesine özelliğine borçludur” dedi.
İhtiyarladıkça bedendeki hyalüronik asit seviyeleri eksildiğini aktaran Dr. Dilek Başaran, “Buna bağlı olarak ciltte buruşukluklar, canlılığını ve nemini kaybetme, eklemlerde ise yıpranma ve aşınma gibi neticeler görülür. Uzun seneler süren çalışmalar neticeyi laboratuvar civarında yapımı sağlanabilen hyalüronik asit destekleri ihtiyarlama ile alakalı sıhhat gidişatlarının önlenmesine veya rehabilitasyonuna destekçi olabilir” diye konuştu.
Faydaları
En yaygın olarak eklemlerdeki yıpranma ve aşınma neticeyi büyüyen ‘osteoartrit’in rehabilitasyonu için kullanılır. Etkilenen eklemin içine enjeksiyon yoluyla verilebildiği gibi oral yardımın eş faydaları sağladığını kanıtlayan tıbbi yayınlar mevcuttur. Cilt sıhhati ve hoşluğu hyalüronik asidin en aktif olduğu alandır. Bedenimizde bulunan toplam hyalüronik asidin yarısından aşırısı cildimizde yer almaktadır. Yaşla beraber bu ölçü eksilmekte, bu da cildin nemini kaybedip daha mat görünmesine yol açmakta, buruşuklukların oluşmasını süratlendirmektedir. Kremler ve serumlarla yüzeyden uygulanan hyalüronik asit cilt tarafından emilmemekle beraber yüksek su yakalama yeteneği ile cilt ıslatılmasında yararlıdır. Enjeksiyonlarla hyalüronik asidin cilde dolaysız verilmesi ise hem nemlilikte çoğalış hem de buruşukluklar ve öbür ihtiyarlama bulguları üzerinde eksilmelere neden olur. Yiyecek desteği olarak alınan hyalüronik asitle alakalı yapılan çalışmalarda buruşukluk derinliği ve hacminde bir eksilme, ayrıca cilt parlaklığı, elastikliği ve nemliliğinde çoğalış tespit etilmiştir.
Ancak, gebelik veya emzirme yarıyılındaki tesirleri bütün olarak çalışılmamıştır, bu surattan bu gruplarda kullanımında dikkatli olunmalıdır. Ayrıca kanser hücrelerinin hyalüronik isyankarda duyarlı olduğu tespit etilmiştir, hatta bu özelliğinden dolayı kanser rehabilitasyonunda kullanılması ile alakalı çalışmalar yapılmaktadır. Bununla beraber henüz kanserle ilişkisi bütün olarak çözülemediği için kanser hikayesi olan şahıslarda kullanımından sakınılmalıdır.
Kullanırken dikkat edilmesi gerekenler
Kullanılan hyalüronik asitin kaynağı ehemmiyetli bir etmendir. Günümüzde daha çok sentetik başka bir deyişle laboratuvar civarında üretilmiş hyalüronik asit kullanılsa da piyasaya çıktığı ilk zamanlarda hyalüronik asit kaynağı olarak horoz ibiği kullanılıyordu. Halen de bu stil mahsuller mevcut. Böyle bir preparat kullanılacaksa şayet özellikle tavuk ve yumurta alerjisi olanların dikkatli olması ve veganların preparatı bu açıdan değerlendirmesi uygun olur.
Uygun kullanımı ölçüyü olarak henüz kesin bir günlük doz ölçüyü tespit etilmemiş olsa da yapılan çalışmaların çoğunda günlük 60 ile 240 miligram arasında hyalüronik asit kullanılmıştır. Bu sebeple çok düşük konsantrasyonu olan preparatlar seçim edilmemeli. Hyalüronik asit tek başına kullanıldığı gibi kombine mahsuller kapsayan preparatlarda mevcut. Sebebe müteveccih olarak seçim yapılabilir. Misalin eklem meseleleri için alıyorsanız ek olarak glukozamin ya da kondroitin sülfat kapsayan bir preparat uygun olacakken, cilt için kullanacaksanız C vitamini, B vitamini gibi ek mahsuller kapsayan bir preparat daha doğru seçim olabilir. Hyalüronik asit kapsayan mahsullerin kullanıldığında tesirinin görülmesi için en az 4-6 hafta devam edilmesi uygundur.