Kronik hastalıklara başa çıkabilmenin yolları
Pek çoğumuz için yaşlılık; kronik hastalıklarla çaba anlamına geliyor. Oysa hayatımızın bu yeni sayfasında kronik hastalıkları tasa olarak görmeyip, onunla veya onlarla barışık yaşamak olası. Üstelik hiç de güç değil. Acıbadem Kadıköy Sağlık Kurumu İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Doç. Dr. Berrin Karadağ, “Kronik hastalıkların en ehemmiyetli özelliği, altta uyuyan sebeplerin bir haylisinin tamamen önlenebilir tehlike etkenleri olmasıdır. Başka Bir Deyişle kendimize ve yaşama küsmek yerine yaşamla ve bedenimizle barışmayı seçersek yapabilecek pek çok şey olduğunu görürüz” diyor. Ülkemizde takribî her 3 şahıstan 1’inin kronik hastalığı bulunuyor, kronik hastalık tanısı konulan her 3 şahıstan 1’inde bunalım bulguları görülüyor.
Kronik hastalıklarla barışık yaşamanın 10 yolu
Kötümserlikten kaçının
Umutsuzluk ve kötümserlik yok. Yaşımız ilerledikçe bir ekip kronik hastalıklara tutulma ihtimalimiz çoğalabilir, ancak bu bizim yaşamdan kopmamıza veya bunalıma girmemize asla yol açmamalı. Usçu yaklaşımlar ve sıhhat hakimiyetleri ile yöneti ele alabiliriz.
Sıhhatlı beslenin
Kronik hastalıklarla baş etkenin ilk maddelerinden biri sıhhatli beslenme. Yediklerimize gösterdiğimiz azami dikkat daha canlı ve daha faal olmamızı sağlar. Hazır yiyeceklerden sakınmaya itina göstermeli ve taze sebze-meyveyi sofralarımızdan yetersiz etmemeliyiz. Tüm gıda gruplarından yeterli ölçüde alarak balanslı beslenmeye dikkat etmek baş şart.
Tuz tüketimine dikkat edin
Dünya Sıhhat Teşkilatı; hipertansiyon, kalp, böbrek hastalıkları başta olmak üzere pek çok uzvumuzu negatif etkilememek emeliyle günde 5 gramdan fazla tuz harcanmamasını öneriyor. Ancak ülkemizde bir birey günlük vasati 15 gram tuz harcıyor. Tuz tüketimini eksiltirsek, bir zaman sonra doktora danışarak belki de kullandığımız hipertansiyon ilaçlarının dozunda ve rakamında eksilmeye gidebiliriz.
Tütünü her biçimde yaşamınızdan çıkarın
Türkiye, sigara kullanımında Avrupa ülkeleri arasında üçüncü, dünya ülkeleri arasında ise yedinci sırada yer alıyor. Sigara kullanımı, sıhhatsiz beslenme gibi tehlikelerin ortadan kaldırılması gidişatında kalp hastalıkları, inme ve tip 2 diyabet olaylarının yüzde 80’i, kanser olaylarının ise üçte birden aşırısı önlenebilir. Gerek faal gerek pasif içici olmaktan kaçının.
Hareketli olun
Dr. Karadağ, “Bedenimizin izin verdiği kadar hareketli olalım! Unutmayalım ki seneler geçtikçe hareket ve süratimiz eksilse de, olası olduğunca yürüyüş yapmalı ve hareketli hayat tarzına kastetmeliyiz. Spor yaparak beden sıhhatimize verdiğimiz takviye, ruh sağlığımızı da pozitif istikamette etkileyecektir” diyor.
Sosyal yaşamınız olsun
Kronik hastalıklarımızın ve ilaç kullanıyor olmamızın sosyal yaşamımızı olumsuz etkilemesine izin vermemeliyiz. Aksi halde bu gidişat ek olarak bunalıma neden olabilir. Hipertansiyon veya diyabet hastalığına sahip olmamız, ailemiz veya arkadaşlarımızla beraber olmamızı hiç de yasaklamaz. Daha disiplinli ve yaşama dört elle tutunarak, mutluluğumuzu artırabilir ve çok daha neşeli bir hayata sahip olabiliriz.
İçkiden uzak durun
İçki, kronik hastalıklarımızı ciddi oranda daha da makûs istikamette etkileyebilir. Hayatımızdan çıkarılması ile kullandığımız ilaçların yan tesir ihtimali de oldukça eksilecektir. İçki en fazla beyinde tahribata yol açarken, anlamlı düşünme, karar verme ve hareket etme marifetlerini de bozuyor.
Fazla kilolarınızdan kurtulun
Sıhhatlı bir perhiz ve kumpaslı egzersiz ile fazla kilolardan kurtulmak; bedende zarara yol açan kalp hastalıkları, diyabet, inme gibi pek çok kronik hastalıktan da korunmanızı sağlar. Zamanında rehabilitasyon edilmeyen obezite; yüksek kolesterol, damar tıkanıklığı ve tansiyon yükselmesi gibi negatif faktörlere neden olurken, hayat niteliğini negatif etkiliyor hatta hayat vaktini kısaltıyor. Şahsın gerek sıhhatini ve sosyal hayatını gerekse iş yaşamını makûs istikamette etkileyen bu gidişat zamanında fark edilip geç kalınmadan rehabilitasyon edilirse birey sıhhatli hayatına geri dönebilir.
Tetkik ve ilaçlarınızı aksatmayın
Pek çok kronik hastalığın hasarlı tesirleri kumpaslı sıhhat hakimiyetleri ve hekim hakimiyetinde kullanılan ilaçlar sayesinde en aza indirilebilir. Hekiminizin tanımladığı aralıklarla hakimiyetlerinizi yaptırmayı, ilaçlarınızı kumpaslı kullanmayı önemsememe etmeyin. ‘Tansiyonum düzeldi artık ilaca gerek yok’ gibi yanlış düşüncelere kapılmayın. Ayrıca bilimselliği ispatlanmamış mahsuller kullanmayın ve kulaktan dolma bilgilere asla meyil göstermeyin. Unutmayın; ‘hastalık yoktur, hasta vardır’ Her bir fert kendi bedeninin özel olduğunu ve dostuna, komşusuna iyi gelen bir ilacın kendisinde yanlış tesire neden olabileceğinin şuurunda olarak, hekimine sormadan ilaç kullanmamalı.
Hoşlukları görün
Dr. Karadağ, “Hayatı bir dağa tırmanmak gibi de idrak edebilmeliyiz. Yolumuz bazen azıcık güç ve engebeli olabilir, hastalıklarımızı bu yoldaki ebadı değişen taşlar olarak düşünebiliriz. Ama değişik taraftan bu yolculukta etrafımızdaki hoşlukları görmeyi asla önemsememe etmemeliyiz. Başka Bir Deyişle hayat yolu taşlı ve engebeli olsa da, alacağımız temkinler ve bize takviye olabilecek taşıtlarla, bu yolun hoşluklarının sevincine varmayı asla göz arkasını etmemeliyiz” diyor.