Cinsel yaşamı etkileyen 5 hastalık
Cinsel hayatında meseleler yaşayanlar için ehemmiyetli olan bazı noktalar var. Problemlerin esasında bazı hastalıklar uyuyor olabilir. İşte cinsel hayatı etkileyen 5 hastalık.
Kalp damar hastalıkları
Erkekte de bayanda da cinsel uzuvdaki esas işlev, bedendeki rastgele bir damar yapısından değişik değildir. Sadece onun gelişmiş bir modelidir. Penise gelen, penisten çıkan ve orada hapsolup sertleşmeyi sağlayan kan ancak kalp damar sistemi basmakalıp olan şahıslarda muntazam çalışır. Bu sistem iyi çalışmadığında ereksiyonla alakalı meseleler de ortaya çıkar. Kalp damar hastalıklarının cemiyette sık görülmesi sebebiyle bevliyenin de üzerinde çok durduğu bir mevzudur. Ereksiyon problemiyle gelen bir birey usluca yönlendirilirse, kalp damar hastalığı erken safhada tutulabilir. Penise giden ana damarın çapı kalp ana damarlarından daha dar olduğu için bu bölgedeki tıkanmalar kendini seneler evvelden gösterebilir. Kalp hastalıklarında stent, by-pass gibi usullerle yapılan rehabilitasyonlar tek başına ereksiyon problemlerinin çözümünü sağlamaz. Ancak hayat stili farklılıkları ve ilaçla takip edilen damar hastalıklarının hakimiyet altına alınması meseleyi eksiltebilir.
Diyabet
Diyabetli bireylerin basmakalıp erkek popülasyonuna göre ereksiyon problemi hayata tehlikeyi üç kat daha fazladır. Günümüzde yaygın görülen hastalıklardan olan diyabet şu an rehabilitasyon edilemiyor. Ancak tanısı konuluyor ve kan şekeri ilaçla hakimiyet altında yakalanıyor. Hastalığın durumunda ortaya çıkabilecek meselelerle de uğraşılması gerekir. Erektil disfonksiyonun da bunlardan birisidir. Diyabetin lider belirtilerinden birinin bazı hastalarda erektil disfonksiyondur. Bazı bireylere yalnızca kan şekeri ölçümü yaparak diyabetten şüphelenilir ve endokrinoloji dalına yönlendirilir. Diyabetli bireylerin yüzde 15’i diyabet tanısını bu biçimde alır. Diyabetin bedendeki tesiri damar ve asap sistemi üzerinde olur. Görme problemleri ya da böbreklerin damar yapılarında bozulma gibi neticeler ortaya çıkar. Bireyler diyabetin bu tesirleri sebebiyle alakalı dallara yönlendirilir. Ancak bevliye umursamama edilebilir. Oysa diyabet büyüdükten sonra erektil disfonksiyon büyüme olasılığı azami olan süreçtir. İlk 10 sene olur. Kan şekeri hakimiyet altına alındığı sürece tehlike eksilebilir. Yeniden de cemiyete göre yüksek oranda izlemeye devam eder.
Rehabilitasyonların yan tesirleri
Bugün pek çok birey psikiyatrik ilaçlar kullanır. Ancak psikolojik hastalığın yanı gizeme bunun rehabilitasyonunda kullanılan ilaçlar da cinsel işlevi negatif etkileyebilir. Ayrıca bazı hipertansiyon ilaçlarının da ereksiyon üzerinde istenmeyen tesirleri bulunur. Kolesterol ilaçlarının bu mevzudaki yan tesirleri ise hali hazırda paradokslu kabul edilir. İlaçların yan tesir bilgilerinde erektil disfonksiyonun da yer alır. Bu mevzuyla alakalı dal doktorlarının şahsı bilgilendirmesi gerekir. Hekim bu ilacı kullanmak zorundaysa mevzubahisi yan tesiri aşmak için bevliyeden takviye alabilir veya değişik bir ilacı kullandırmayı seçim edebilir.
Cerrahi travmalar
Cerrahi rehabilitasyon sırasında pelvik damardaki mekanizmaların bozulması ereksiyon problemine neden olabilir. Özellikle erkeklerde en sık görülen kanser cinslerinden birisi prostat kanseridir. Bunun için yapılan radikal prostatektomi denilen cerrahi rehabilitasyon ve radyoterapi, idrar yakalayamama ve ereksiyon problemlerine neden olabilir. Araştırmalara göre bu rehabilitasyonu alan hastaların yüzde 40-50’sinde ereksiyon daha öncekisi gibi oluşmayabilir.
Günümüzde cerrahi teknikleri çok büyüdü. Bunlardan bir tanesi de robotik cerrahidir. Ancak prostatın asaplara çok yakın olması sebebiyle etkilenebilir. Bağırsak operasyonları ile uzuv çıkartılmasını gerektirecek kapsamlı operasyonlar da cinsel işlev üzerinde negatif tesir yaratabilir.
Psikolojik, psikiyatrik ve nörolojik hastalıklar
Psikozlar, yoğun stres, bunalım gibi meseleler erektil disfonksiyonun yanı gizeme libido kaybı ve ejakülasyon bozukluklarına da neden olabilir. Galibiyetsizlik evhamı da erkeklerde fazla coşkuya neden olan ve ereksiyon meselelerine yol açan ehemmiyetli bir psikojenik meseledir. Parkinson, Multipl Skleroz MS, sara gibi nörolojik hastalıklar hem beyinde hem de periferik asaplarda geliştirdiği hasarla ereksiyonu da tesirler. Özellikle trafik kazalarında büyüyen kafa ve omurga travmaları da bir hayli sualin yanı gizeme cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir. Bu hastalara da cinsel açıdan takviyeci olunması gerekir. İlaç kullanımı, çocuk sahibi olunması için yapılacak rehabilitasyonlar gibi bir hayli mevzuda galibiyetli çalışmalar yapılabilir.